ŞİİRLER
Şureddin MEMMEDLİ
BORÇALI – ÖZ YURDUM
24 HAZİRAN 1989
Tükendi sabırım...
Haraylar...
Ay haraylar...
Ben de varım...
Benim de hakkım var...·
ATAMIN RUHUNA
Atam Baheddin’in ölümü göynetti beni
1.
Yarana çare bulamadık...
Derdine derman bulamadık...
Bizi bağışla...
Baba...
Bağışla...
Seni bizden çok istermiş Allah...
2.
Gözüm önünde şekilleşip
Ölüm ayağında olduğun o an...
Özüğün gözünde bir gile yaş...
Bana ağlama dedin, babam...
... Gözyaşlarımı çekip içime
Ağlamak isterim için-için,
Yana-yana...
O bir damla gözyaşın...
Bana ağlama demeğin
Dert olup bana...
3.
Bu yaz sensiz kurdu karankuş
Eyvanımızda yuvayı...
Bu yaz sensiz çiçek açtı
Bağımızda senin yadigârın
Gilas, encir, gavalı...
Bu yaz sensiz göverdi
Bağımızda mihek, tere...
Bu yaz sensiz göverdi
Senle bağlı bin hatıra...
4.
– Ay uşak, günahtır,
Kırmayın budakları...
Derdin, baba...
Bu yaz bir pöhreye de el değmeğe
Koymadım uşakları
Ruhun incinmesin diye...
Ruhuna kurban olum...
Bu yaz ruhun göverdi, baba...
5.
Gidişi ağır oldu...
Kaldım goruna goruna...
Dar ayakta
Yağı önünde
Her zaman başına yemin ederdim...
Şimdi görüne ant içerim, baba...
6.
Sen gideli...
Rahmetlik babalarımı, ninelerimi
Görürüm tez-tez uykumda...
Bana doğmalaşıp uzak-yakın da...
Bana doğmalaşıp o tek Allah da...
Sen gideli...
İman diye uzaklı kalıp
Göklere elim...
Bana doğmalaşıp ölüm...
Baba, ölümden de korkmazım daha...
7.
Ulu dedemin ulu dedesinin
Bine seçtiği bu ulu yurdun
Keşiğinde vugarınla sen durdun...
Mert adına güvendim...
Gayretine güvendim...
Bu gün bana düşüp gayret yükü...
Beni gibi gayret çeken çok...
Bu yurt boyda sırrım var, baba...
Öz yurduma yiye duramasam...
Bu yurtta ölmeğe de hakkım yok...
... Sen uyuyan kabristanda
Benim de yerim var, baba...·
BEŞİK
Göz açar dünyaya insan beşikte...
Analar laylayla durur keşikte...
Mukaddes beşiktir bu yurt, bu Veten!..
Koynunda uyuyan bir körpeyim ben!..·
BORÇALI ELLERİ
Ata yurdum kısmetime güzgüdür
Bana göre o, dünyanın gözüdür
Var devleti türlü-türlü sözüdür
Alhas Ağa, Muhekker'dir, Ağacan'dır Borçalı'm…
Kızılhaclı, Candar, Sarvan, Kaçağan'dır Borçalı’m...
Toprakları şırımlanır, laylanır
Bar beheri ilimize paylanır
Bol serveti, bol nimeti taylanır
Terevezli, tembekili, arpalıdır Borçalı’m...
Sadaklı'dır, Kasımlı'dır, Araplı'dır Borçalı’m...
Meclisinde telli, tavar sazı var
Şirin noğul sohbeti var, sözü var
Nağıllarda, destanlarda izi var
Bin bayatî, bin tecnistir, holavardır Borçalı'm...
Beyler, Kullar, Görarhı'dır, Hallavar'dır Borçalı'm...
Söz yığınağı, saz meclisi şirindir
Destan diyen dil lehçesi şirindir
Her bir oğlun, kızın sesi şirindir
Emrah, Söyün, Kamandar'dır, Ulaşlı'dır Borçalı'm...
Baydar, Kuşçu, Keşeli'dir, Ulaşlı'dır Borçalı'm...
Ormanında var fındığı, ezgili
Var benövşe, kaymak çiçek, yüz gülü
Gölleri var, çayları var güzgülü
Anahatır, Elyet, Dona, deli Kür'dür Borçalı’m...
Kürtler, Saral, Tekeli'dir, Şülöyür'dür Borçalı'm...
Şan şöhretli tarihini götür yaz
Olup savaş, olup zafer, olup yas
Basılmayıp, mert erenler basılmaz
Gıryat adlı bir sengerdir, bir kaledir Borçalı'm...
Hasanhoca, Deştoğullar, Siskale'dir Borçalı’m...
Keşmekeşli geçmişi var yurdumun
Girdabı var, gerdişi var yurdumun
Neyi varsa, mert işi var yurdumun
Tarih yaşlı koskocadır, ak saçlıdır Borçalı'm...
Koçulu'dur, Fahralı'dır, Saraçlı'dır Borçalı'm...
Kara zurna kayım-kayım kaynayır
Burmabığlar oyum-oyum oynayır
Nazlı kızlar boyum-boyum boylanır
Dağlar teki salgarlıdır, arkalıdır Borçalı'm...
Muğanlı'dır, Kolayır'dır, Arkılı'dır Borçalı'm...
Şairleri melekleri indirir
Âşıkları taş kayayı dindirir
Her kocanın sinesinde bir defter
Özü halim bir mahnıdır, hoş avazdır Borçalı'm...
Kepenekçi, Gülöyür'dür, Dar-boğaz'dır Borçalı'm...
Oğul ister hengelınden bir tada
Misafire cönke de var, toklu da
Dök yemlikten, kuz-kulaktan salata
Telemeli, kaymaklıdır, bin tamlıdır Borçalı'm...
Armutlu'dur, Hörüzmen'dir, Hamamlı'dır Borçalı'm...
Bağlarında kırkovullar okuyar
Ahılları halı kilim tokuyar
Harda kalıp siyah telli, oh, o yar
Dilberlidir, senemlidir, kamerlidir Borçalı'm...
Yırğançay'dır, Şahmarlı'dır, Kamerli'dir Borçalı'm...
Bağlarında her ne desen barı var
Gilası var, inciri var, narı var
Memleketin bin nubarı, varı var
Yarpızlıdır, karpuzludur, yemişlidir Borçalı'm...
Seferli'dir, Kamışlı'dır, Memişli'dir Borçalı'm...
Bir gelesin Şor-Şor Su'dan tadasın
Birce gece deyesinde yatasın
Kelağaylı zirvelere çatasın
Senekuçan, Şamdüye'dir, Eğrikar'dır Borçalı'm...
Geyliyen'dir, Gödekdağ'dır, Lök-Candar'dır Borçalı'm...
Her oymağı, her obası güzeldir
Her şifası, her sefası güzeldir
Hoş iklimi, hoş havası güzeldir
Bakarlıdır, görerlidir, gezerlidir Borçalı'm...
Tehle, Birlik, Kösalı'dır, Nezerli'dir Borçalı'm...
BORÇALI ETİRİ
Borçalı’mın her suyundan içtim ben...
Borçalı’mın her kolundan geçtim ben...
Borçalı’mın her dağını gezdim ben...
Borçalı’mın her bağını gezdim ben...
...Yurdun gülleriyle etirlendim ben...
Belki ona göre, bak ona göre...
Yurdun etri gelir satırlarımdan... ·
BORÇALI’DA SULAR AKAR
“Akarsular gibi aksam,
Mor benöyşe renkli bir akşam
Sana döneceğim, memleketim...”
Abbas Abdullah Hacaloğlu.
Od-ocağın, ev-eşiğin
İllerdir, lele, illerdir...
İlk beşiğin, son beşiğin
Bu yerdir, lele, bu yerdir...
Yurt yuvalı kuşuz, kuşuz...
Helâlliğe yüz tutmuşuz...
Bir deli devrana tuşuz...
Bu derttir, lele, bu derttir...
Gayret ki var, bizi yoklar...
Namus ki var, bizi saklar...
Borçalı’da sular akar...
Bu sırdır, lele, bu sırdır...
Gidenleri gelir mola...
Gelenleri güler mola...
Gülenleri biler mola
Bu nerttir, lele, bu nerttir...
Memlekete benim yiye...
Tanrıdan payımdı bu yer...
Gayret ağacım tek göyer...
Bu şarttır, lele, bu şarttır...
Göyer, di, lele, göyer, di...
Ezelin-sonun bu yerdir...
Bu yerdir, lele, bu yerdir...
Bu yurttur, lele, bu yurttur... ·
BURADADIR
Borçalı’mın özge güzelliği var...
Dünyanın nimeti, hezi burdadır...
Gelin tek bezenir çöller, tarlalar...
Toprağın beherli düzü burdadır...
Başgeçit’ten Sınık köprüye kadar...
Seyre çıkıp gezmek istesen eğer...
Sana hürmet eder bizim şen iller...
Helâllik çöreği, tuzu burdadır...
Telli saz yaşatır bizim illeri...
Giyip cilvelenir il güzelleri...
Toyda, yığınakta diller ezberi...
Şair Muhakker’in sözü burdadır...
Gayreti bellidir, merttir bu diyar...
Karapapak ilim yaşar bahtiyar...
Yayda bin bir çiçek, kışta beyaz kar...
Hayatta güzellik özü burdadır...
Anam Borçalı’dan düştüm aralı...
Değişir ahvalim, gönlümün hali...
Meylime yaramaz dünyanın malı...
Şureddin’in her an gözü burdadır... ·
ÇİMENDE
Dağın eteklerinde
Çiçek derer uşaklar...
Nice göyçektir onlar...
Öyle bil ki, çimende...
Elvan çiçektir onlar... ·
DEĞME ONA
Köyümün ismini değişmek isteyenlere
Bu toprakta
Ocak benim...
Od benimdir...
Değme ona...
Bu toprakta
Ağaç benim...
Ot benimdir...
Değme ona...
Kök attığım yurttur bu yurt...
Her kabirde dert uyuyor...
Ner-ner oğullar büyüyor...
Tat benimdir...
Değme ona...
Tanrı şahit...
Elat ulu...
Bu elatta gayret ulu...
Bu köy ulu...
Bu ad ulu...
Ad benimdir...
Değme ona...
GÜNDOĞAN
Gün doğara boylanırım her seher
Kalkınca yatağımdan...
Çünkü orda Güneş doğar...
Çünkü ordadır...
Azerbaycan... ·
HAKKIM, HEY...
9 Nisan Tiflis, 20 Ocak Bakü
Özgürlük şehitlerinin anısına
Halka kasıt olurdu mu?
Hakka kasıt olurdu mu?
Kulakların kârdı mı?
Adalet, hey... Hakkım, hey...
Azatlık! Adın şirin!
Azatlık! Tadın şirin!
Gözünden vurup şerrin...
Haykırım, hey... Kalkım, hey...
Diksin, a dünya, diksin...
Seksin, a dünya, seksin...
Sensin, a dünya, sensin...
Sabırım, hey... Solğum, hey...
Şehitlerim anttı mı?
Sabahım ayandı mı?
Ahır ki, uyandı mı?
Milletim, hey... Halkım, hey...
HATIRA
Barı bir hatıra söyle, – dedim ben...
Gönlüme kanatlı hatıra doldu...
Dinmeden ayrıldın güle güle sen...
Bu hoş gülüşlerin hatırat oldu... ·
HAYDI, KÖROĞLULAR
Ana Vatan düşüp dara...
Haydı, Köroğlular, haydı...
Govur eyler köhne yara...
Hoydu, Köroğlular, hoydu...
Toprağımız girer göze...
Tepik atar şimdi Hemze...
Atalardan gayret bize
Paydı, Köroğlular, paydı...
Kıydı bu namert zamana
Nice nice mert oğlana...
Her biri bir Ayvazhan’a
Taydı, Köroğlular, taydı...
Bu mert halkın, helal halkın...
Var devleti talan halkın...
İlahi, buydu mu hakkı?..
Buydu, Köroğlular, buydu...
Kılıcım yok, bu kalkandı...
Söylediler elim kandı...
Yalandı, vallah, yalandı...
Küydü, Köroğlular, küydü...
Çanlibel’de duman-çandır...
Koç yiğitler hime benttir...
Andımız Toprak, Vatandır...
Haydı, Köroğlular, haydı...
Haydı, Köroğlular, haydı... ·
HİCRAN ODU
Sevmem söylemedi ne birce kere...
Unut da demedi o bana barı...
Ne deyim insafsız ala gözlere...
Gören nece kıydı bana odları...
Öyle bil yatmıştım...
Ne vakit bilmedim...
Yüzüğü görende gafil uyandım...
Dehşettir...
Gönlümü aça bilmedim...
Tüstüsüz alev tek gizlice yandım... ·
İNTİZAR
Sensiz
Dağa kalkıp, düzlere inip,
Sordum her yerde izlerden seni...
Aşkınsa
Şıdırğı yağmura dönüp
Islattı kimsesiz çöllerde beni...
Biz ki sadakate ant içtik, ay kız...
Yandırdı hicranın ateşi kalbi...
Yolcusun...
Gidersin, gelirsin yalnız...
Arkanca gezerim çığırlar gibi...
Bulutum...
Yağarım...
Artık dolmuşum...
Ben ki gönül açtım...
İnan, tek sana...
Gitmişsin...
Ne zamandır hasret kalmışım...
Gemiyi yitiren liman tek sana. ·
KÂŞ Kİ...
Bir an bana baktın...
Bir an, sevgilim...
Bir azca hafifçe gülümsedin de...
Pinhan duyguları aradım, gülüm...
O pinhan bakışın pinhan sesinde...
De neden sayrıştı o koşa yıldız...
Her zaman oynaktır o göz, o kaş ki...
Bir anlık bakışla, nolaydı, ay kız...
Şu çılgın aşkımı duyaydın kâş ki... ·
KAVUŞUKTUR ARZULAR
Orada-burada...
Kış da birdir...
Yay da bir...
Haray da bir...
Hay da bir...
Orada-burada...
Yollar-izler benzerdir...
Çöller-düzler benzerdir...
Semim yüzler benzerdir...
Orada-burada...
Kür adında sunam var...
Karayazı uzanır...
Kavuşuktur saf sular...
Kavuşuktur arzular... ·
KEHKEŞAN
Ord. Prof. Kemal Talip-zade’nin
Borçalı’daki jübilesinde okudum
İlmin Kehkeşan’ında
Yıldızlar nurlu nurlu uğurların...
Gerilmiş kanatların...
Amaldir...
Kemaldir...
Kemal muallim...
Borçalı’mda körpe körpe oğulların...
Her biri bir Neriman...
Her biri bir Şaik’tir...
Her biri bir Kemal’dir...
Kemal muallim... ·
KISMET
Güzeller yurdudur bizim Borçalı...
Maşallah, ne güzel kızlarımız var...
Ana tabiattan kısmet pay alıp...
Ana tabiatla ekizdir onlar... ·
KAVUŞMA
Çığırlar yolda,
Yollar meydanda
Kavuşurlar...
Yüzler binde,
Binler milyonda
Kovuşurlar...
Adımlar kapıda,
Kapılar dehlizde
Kavuşurlar...
Bulaklar çayda,
Çaylar denizde
Kavuşurlar...
Duygular sözde,
Sözler dilimde
Kavuşurlar...
Yıllar ömürde,
Peki ömürler?..
Ölümde
Kavuşurlar?.. ·
KÜR ÜSTÜNDE
Ardahan’da Kür nehri üstünde düşüncelerim
(Ardahan yörelerinden baş alıp akan
Kür nehri memleketim Borçalı’dan geçer,
Azerbaycan’ı kucaklar, Hazara kovuşur)
Ana Kür’üm...
Talihime ayna Kürüm...
Menbe nerde…
Mansap nerde…
Göl nerdedir...
Sona nerde...
Bala nerde...
Ana nerde...
Burası da vatan,
Orası da vatan…
Dalga dalga...
Halay apar...
Hay apar...
Sorak apar...
Müjde apar...
Pay apar...
Vatandan vatana,
Anadolu’dan Borçalı’ya,
Borçalı’dan Azerbaycan’a. ·
O TOYDA, BU TOYDA
O toyda bir ana...
Dili kargışlı...
Bu toyda bir bala...
Gözleri yaşlı...
Anaya bak...
Balasından nigaran...
Anaya bak...
Balasından nigaran...
Balaya bak...
Ana diye haykıran...
Aradaki o çaya bak...
O yargan...
Aradaki o çaya bak...
O yargan...
Ana balasından aralı kalmış...
Bala anasından paralı kalmış...
Ana da, bala da yaralı kalmış... ·
ÖMÜR ÖTÜR...
Ömür ötür pinhan-pinhan...
Yaşlaşırım her gün, her an...
Teklenir, adalaşırım...
Özümle vidalaşırım... ·
PEYZAJ
Ağaçlar
Mısra tek
Satırlaşıp...
Yapraklar
Toprağa
Çadırlaşıp... ·
SEVGİLİME MEKTUP
Anam Borçalı‛da bu gün de yine
İnsan hayran olur her gördüğüne...
Yine de bezenir kızlar, gelinler...
Yine de başlanır toylar-düğünler...
O görüş yerinde kopar öpüşler...
O hoş kahkahalar, o koş gülüşler...
Bazen de boylanır yollara kızlar...
Sevgisiz gitmezler toylara kızlar...
Ayrı düşmüşümse memleketimden...
Sendeki ılgara inanırım ben...
Belki hayallerden kale kurmuşsun...
Elinde demet gül tutup durmuşsun...
Sen gözle etirli çiçekle beni...
Gözle birce seven yürekle beni... ·
SÖZ VAR
Söz var...
Kalbi incidir yara tek...
Dilinden her sözü tullama
Paraşütü tullayan tayyare tek... ·
TESELLİ
Gör gece ne kadar lâl dillidir ki...
Ayrılık getirdi haber vermeden...
Ancak bir şey bana tesellidir ki...
Seni rüyamda da göreceğim ben... ·
VAR OLACAM
İlim Karapapak...
Uludur bu toprak...
Ovgatım paktı, pak...
Nerim... Ner olacam...
Duruşum saz üste...
Yadım kine-kasta...
Helal-ümmet dosta
Yarım... Yar olacam...
Borçalı – öz yurdum...
Burda küme kurdum...
Zaman-zaman sordum...
Varım... Var olacam... ·
YADİGÂR
Palıd ağacı var heyetimizde...
Öyle şuh dayanıp, öyle durup ki...
Sanırsın...
Babamın eksiyle onu...
Bütün bir elma tek bölmüşsün iki...
Bu koca palıdı, an gelir, oğul...
Aziz bir miras tek hep korur neven...
Söylerdi babam...
Bu görklü ağaç...
Dedemden kalıpmış...
Ulu dedemden... ·
YAPRAKLAR
Bahar geldi...
Budaklarda lepelendi yapraklar...
Payız geldi...
Hezelleşti, serpelendi yapraklar...
...Biz de böyle ömür yaşarız,
Ay insanlar! ·
YARANDIM Kİ...
Her karışı lel-altındır
Bana göre obamın...
Arzusunu yaşatırım
Ben de ulu babamın...
Yarandım ki,
Arzu kervanıma
Sarban olum ben!..
Yarandım ki,
El uğruna,
Yurt uğruna
Kurban olum ben!.. ·
YUBANMIŞIM...
Aşk dağının zirvesinden
Su toplayıp aktı çayım...
Bir sahrada kurudu o...
Gafil yoka çıktı çayım...
Yubanmışım yolda...
Elim
Sana çatmaz tarım iptir...
Gel bağışla beni, gülüm...
Sevgi gemim gecikiptir... ·
• 24 Haziran 1989 – Borçalı’da Sovyet yönetimine karşı eylem günü
• Abbas Abdullah Hacaloğlu – Borçalı doğumlu şair
• ant – yemin
• ant içmek – yemin etmek
• aparmak – götürmek
• Ayvazhan – “Köroğlu” destanında Köroğlu yiğidi
• baba – dede
• bahar – ilkbahar
• bala – yavru
• bala – yavru
• barı – zira
• bezenmek – süslenmek
• bezenmek – süslenmek
• biler mola – biler mi
• Borçalı – Gürcistan’a bağlı olup daha çok Borçalı-Karapapak Türkleri meskûnlaşan bölge, bu şiirlerin yazarının memleketi
• budak – dal
• budak – dal
• bulak – pınar
• çan – sis
• Çanlibel – “Köroğlu” destanında Köroğlu’nun meskeni
• çay – nehir, ırmak
• doğmalaşmak – özleşmek
• el – memleket, il
• el değmek – tokunmak
• elvan – renkli
• encir – incir
• etek – yamaç
• etirlenmek – aromalanmak
• etirli – hoş kokulu
• gafil – aniden
• gafil – aniden
• gavalı – erik
• gecikmek – geç kalmak
• geler mola – gelir mi
• gıryat – vatan namusu
• gilas – kiraz
• gile yaş – kile / damla yaş
• govur eylemek – ağrımak
• gören – acaba
• göyçek – gökçek, çok güzel
• göyermek – gövermek, yeşilleşmek
• göyermek – gövermek, yeşilleşmek
• göynetmek – derinden üzmek
• gözlemek – beklemek
• güler mola – güler mi
• gündoğan – doğu
• halay – ezgi
• hay – ün
• Hemze – “Köroğlu” destanında Köroğlu’ya tele kuran karakter
• hez – kürk
• him – binövre
• karankuş – kırlangıç
• Karayazı – Gürcistan’da Türklerin yoğun bulundukları yerleşim bölgesi
• kargış – beddua
• kâş ki – keşke
• kavuşuktur – kavuşmuştur, birleşmiştir
• Kehkeşan – Samanyolu, Kehkeşan
• Kemal Talip-zade – Borçalı kökenli ünlü bilim insanı Kemal Talip-zade (1925–2009)
• koca – ihtiyar, yaşlı insan
• kôl – çalı
• koşa – çift
• koymamak – müsaide etmemek
• köhne – eski
• küme – kôma, baraka
• küy – gürültü
• lâl dilli – dilsiz, konuşma engelli
• layla – ninni
• lele – Borçalı’ya özgü saygılı hitap
• menbe – kaynak
• mihek – karanfil
• namert – mert olmayan
• Neriman – Tiflis doğumlu ünlü devlet adamı, yazar Neriman Nerimanov (1881–1924)
• nert – tavla
• neve – torun
• nigaran – tedirgin
• nolaydı – ne olaydı
• oba – köy, mezra
• od – ateş
• olacam – olacağım
• özge – başka
• özüğün – kendinin
• özümle – kendimle
• palıd ağacı – meşe ağacı
• paralı – parçalanmış
• pay – hediye
• payız – güz
• peyzaj – doğa manzarası
• pinhan – gizli
• pöhre – fidan
• sayrıştı – yanıp söndü
• sona – suna
• sorak – haber
• Şaik – Tiflis doğumlu ünlü yazar Abdullah Şaik (1881–1957)
• şıdırğı – sağanak
• tay – eşit
• tepik – tekme, tepik
• toy – yan, taraf, semt
• tullamak – fırlatıp atmak
• tüstü – duman
• uğur – başarı
• uşak – çocuk
• uşak – çocuk
• veten – vatan
• yağı – düşman
• yay – yaz
• yaz – ilkbahar
• yiye – sahip
• yiye – sahip
• yoka çıkmak – kayıp olmak
• yubanmak – geç kalma